MAKTÜL "PASTA"

‘’Samsunda rastgele düğün salonlarına girip pasta yiyen bir kişi gözaltına alındı.’’

‘’Ooo ehlen ve sehlen birader.’’

‘’Selamün aleyküm kardeş.’’

‘’Ve aleyküm selam.’’

‘’Derdin nedir?’’

‘’Yanlış anlaşılma diyelim, öyle dert falan yok ortada yani…’’

‘’E bir sıkıntın yok madem, seni ne sebeple koydular buraya?’’

‘’Dediğim gibi bir hata oldu. Şimdi malum vakit gece ya, düzeltemiyorlar. Sabaha çıkacağım anlayacağın.’’

  Ali bir yandan bu meraklı adamı savuşturmak istiyor diğer yandan bazı sorular sormak istiyordu. Onu içeri atarken polis memuru o kadar hızla bir şeyler söylemişti ki hiç birini anlamamıştı. Mesela, ‘’sabah nasıl bir prosedür uygulanacaktı?’’, ya da ‘’gece boyu burada kalacaksa, temel ihtiyaçlar nasıl karşılanacaktı?’’… bu ve bunun gibi birkaç şey daha takılmıştı aklına. Öncelikle oturup kendine gelmeye çabaladı. Bu sırada adam hale konuşuyordu. Bir yandan kendini anlatıyor diğer yandan Ali’yi, Ali’nin suçunu didikliyordu. En son ‘‘içeriye boştan sebep gelmez kimse’’ derken yakaladı Ali adamın konuşmasını. 

  Gece uzundu ve belli ki bu adamcağız da buraları bilen biriydi. Düşündü, başladı anlatmaya. ‘’Abi’’ dedi, nefes aldı ve devam etti, ‘’benim suçum pasta çatallamak, pasta yemek yani’’. Bir çok suç konusunda fikir sahibi olduğu izlenimi veren bu adam hayretle bakıyordu Ali’ye. Ali’ye sürpriz olmadı tabi ki bu. En başından anlatmaya karar verdi. ‘‘Bir gün arabayla eve gidiyorum, bizim mahallede de yan yana düğün salonları vardır. Bir tanesi böyle ışıl ışıl, balonlar, rengarenk lambalar aklına ne gelirse. İnsanlar nasıl eğleniyor, nasıl keyifli, herkes tam takım giyinmiş, sanırsın hepsi mutluluk sarhoşu olmuş.’’ Duraksadı, kaldığı yerden devam edeceği belliydi, adam bekledi. ‘’Benim de canım nasıl sıkkın iş yerinde yine bir sürü pürüz, evde de çok ahım şahım karşılanıyor da değilim ya…’’ ‘’İndim arabadan, dedim bir bakıyım ne oluyor burada, işte iniş o iniş oldu abicim, o günden beri ara ara bizim mahallelinin düğünlerine girer, iki çatal pasta yer, neşelenir çıkarım.’’ Adam adeta hipnotize olmuş şekilde Ali’ye bakıyordu. Bunca yıllık suçluydu böyle bir suç ne görmüştü ne de duymuştu. ‘’Etrafda beni pek tanımaz. Benim böyle girişken durduğuma bakma sen, yabaniyimdir aslında, babamı annemi çok iyi bilirler esasında da, işte öyle sık sık düğünlerde görmekten dolayı şüphelenip, şikayet etmişler beni. Suç üstü yaptı polis.’’ dedi. Karşılıklı gülüşmeye başladılar. Bakalım adamın hikayesi de bu kadar ilginç miydi?…